5 Nisan 2012 Perşembe

Kanepe atıştıran kedi - Lilian Jackson Braun

Bugüne dek yazılmış en akıllı ve afili siyam kedisi karakterini anlatan şahane bir polisiye roman. Kitaba dair şahsi fikrim kesinlikle budur. Lilian Jackson Braun tarafından kaleme alınmış polisiye türündeki roman gazetececi Jim Quilleran ile öldürülen eski ev sahibinin siyam cinsi kedisinin ilginç yaşantısını anlatıyor.
Siyam cinsi kedimizin ismi Koko. Koko nefis bir siyam kedisi. Gazeteci Quilleran boşanmış yalnız bir adamdır. onun yalnızlığına ortak olan bu siyam kediyle yollarının kesişmesi tam manasıyla kaderin cilvesi gibidir.


Koko bilindik kedilerin aksine kendi türünün bile aksine ilginç bir hobiye sahiptir. Eski ve epey kalın bir sözlükle kelime avı oynamaya bayılır. Quilleran da marifetli Koko ile bu oyunu oynamaktan hiç mi hiç gocunmaz. Aksine kelime dağarcığının gelişiyor olması onu memnun etmektedir. Bu garip ama sevimli ikili evde de gayet iyi anlaşırlar. Ev sahibi bekar olunca tüm ev Koko'ya kalmaktadır. Quilleran, en sevdiği kırmızı ekose pamuklu kravatını takmayı pek sever. Her ne kadar kravatlarının çoğu güveler tarafından kemirilse de..


Bir gün çalıştığı yerden dekorasyon dergisi hazırlamasını isterler. Ancak böyle bir deneyimi olmayan Quilleran istemeyerek de olsa çalışmak mecburiyetindedir. Kabul eder teklifi. Polis muhabirliği yapmış da olsa öncesinde yapacağı başka bir şey yoktur. Gazete, dekorasyon fotoğrafları çekmek için fotoğrafçı Bunsen ile ünlü evleri ziyarete gideceklerdir. Rakip gazeteye fark atmak ve yerini korumak adına Quilleran bu durumu kabullenir ve "Güzide Meskenler" için araştırmalara başlar. Şehrin en gözde dekoratörü ile konuşup anlaştıktan sonra şehrin hatırı sayılır derecede zengin ancak gözlerden uzak bir yaşantı sürdüren ailesi Tait'lere misafir olurlar. Evin dekorasyonuna damga vuran parçaların yeşim olması nedeniyle dekoratör Lyke burayı önermiştir. Çekim sırasında yeşimlere hayran bu garip dazlak adam, yatalak karısı  ve yardımcıları ile garip bir  fotoğraf çekimi yaparlar. Daha sonrasında ise Tait'lerin evi soyulur ve ev sahibinin eşi kalp krizinden ölmüştür. Daha ilk sayıdan dergi dikkatleri üzerine çekmiştir. Ancak suçlu olarak yardımcı gösterilmiş ve olay bir şekilde kapatılmıştır. Eskiden polis muhabiri olan Quilleran için bu durum iç gıcıklayıcıdır ve bir şekilde bu olayı çözmek için girişimlere başlayacaktır.


Quilleran yeni çevrede tanıştığı Lyke sayesinde varlıklı bir çevre ile tanışır. Arkadaş olduğu yeni çevresinden biri ise dekoratörlerin de bulunduğu bir partide dairesini belli süre kullanabileceğini söyler. Şehrin en gösterişli binalarından birinde Quilleran, Koko ile birlikte yaşamaya başlar. Quilleran kedisi ile kelime avı oynarken kedinin çok zekice davrandığını gözler. İçgüdüleriyle hareket eden Koko pek çok defa Quilleran'ı da şaşırtır. Kendini de kedisiyle özdeşleştirmeye başlar . Quilleran Bıyıklarıyla bir şeyleri sezmeye başlar. Koko ise yalnız başına o dairede daha da yalnızlaşır ve evdeki değerli kanepeyi kemirmeye başlar. Zaten kitabın adını alan bu olayla Quilleran aslında pamuklu kravatını kemirenin Koko olduğunu düşünmeye başlar. Bir arkadaşının tavsiyesiyle hayvan psikiyatrına gidince kedisinin aslında yalnızlıktan böyle davrandığını anlar.Koko Quilleran için tam manasıyla can yoldaşı olmuş olsa da Koko yapayalnızdır.


Roman bir macera romanı olması sebebiyle sonlarına doğru olan olayların çözümü okuru kitaba fena şekilde bağlıyor. Gösterişli siyam kedimiz sayesinde Quilleran acaba bu garip olaylar silsilesini çözebilecek mi? Kitabın bağlantılı olay örgüsü, şaşırtıcı durum analizleri ve keyifli ayrıntılarıyla bir solukta okunası bir roman.  Şimdiden herkese bir solukta ve de keyifli okumalar efendim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder